19 Aralık 2017 Salı

GYGES BURNU, KISA MİTOLOJİSİ VE GÜNÜMÜZE ETKİLERİ

Çanakkale Kepez'de pazartesi günü kurulan halk pazarı bölgesi arkeolojik bir sit alanıdır, ayrıca bazı parsellerde arkeolojik kazılar da yapılmıştır. Bölgede geç Bizans dönemine ait küçük bir yerleşim, işlik ve çiftlikler bulunmaktadır. Halk pazarının hemen yakınlarda 5000 yıllık prehistorik bir höyük de bulunmaktadır. Kepez Burnu bu bölgeye İzmir yönünde yaklaşık beş dakika mesafededir. Ayrıca bu burunda Çanakkale savaşları sırasında bir de batarya bulunduğu söylenmektedir.

Çağdaş Kepez Burnu

Kepez Burnu'un antik adı Gyges Burnu olarak kayıtlarda yer almaktadır. Gyges (Giges), M.Ö. 716-678 yılları arasında hükümdarlık yapmış olan Lydia kralıdır. Bu durum, bölgenin de Lydia krallığı hakimiyetinde olduğunu da göstermektedir. Ayrıca antik Yunan mitolojisinde Zeus, Troia prensi Ganymedes'i Gyges Burnu'ndan Olympos'a kaçırtmıştır. Bu mitolojik bilgi hakkında Pococke (1745:104) bana göre bazı çelişkili ifadeler sunmuşsa da, günümüzdeki Kepez Burnunu Dardanos'ta konumlandırmakta ve Gyges burnunun ise bu Kepez  Burnu üzerindeki bir çıkıntı olabileceğine değinmektedir. Modern konumundaki gümrük limanının yer aldığı Kepez Burnunun, Pococke'ye göre 1745 yılındaki Kepez burnu ile aynı olmadığı kesinlik kazanmaktadır.

Ganymedes ve Zeus libasyon töreninde, Attik  kırmızı figür kalyx krater,
M.Ö. 500-470 Eucharides Ressamı
Kaynak
Homeros'a göre; Troia Kralı Tros ve Calirrhoë'nin oğlu Ganymedes, çok yakışıklı bir delikanlı iken tanrı Zeus onu gökyüzünden görerek, âşık olmuş ve kartal kılığına girerek Ganymedes'i Olimpos'a kaçırmıştır. Zeus Ganymedes'e olan aşkı yüzünden onu ölümsüzleştirerek sevgisini gösterir.

Terracotta heykelcik, Zeus ve Ganimedes  480-479 Geç arkaik. Kaynak

Ganymedes'in babası Tros'un evlat acısını dindirmek için ise, Zeus Tros'a ölümsüz atlar hediye eder.  Antik dönemde bu olayı betimleyen pek çok vazo resmi, heykel mozaik, duvar resmi ve kabartma şekillendirilmiştir ve bu konunun çok popüler olduğu bilinmektedir.

Olaylar örgüsü Gyges burnu ve çevresinde gerçekleştiğinden, Kepz'in önemi ve Troia ile olan bağı da kendiliğinden ortaya çıkmaktadır. 2018 Troia yılı ilan edilmiş bulunmaktadır. Troia yılı çerçevesinde, Gyges burnunda anlatılan mitolojik olaylar örgüsü, çağdaş kültürel mirasa, sanat aracılığıyla katkı sağlamaya devam edebilecektir.

Halikarnas'lı Herdot'un anlatıları Gyges'in ölümünden 200 yıl sonra yazılarak, bize Gyges hakkında önemli bilgiler sunar. Plato'nun da  Gyges hakkında yazıları bulunmaktadır. Platon yazılarında; Gyges'e görünmezlik ve güç bahşeden fantastik yüzüğünün varlığına değinmiştir. Belki de bu yüzük sayesinde Gyges, kralını öldürmeyi başararak, Lidya krallığı tahtına oturabilmeyi başarmış, Delfi kahinlerinin desteğini de alarak krallık iddiası desteklenmiştir.

Doğudaki diğer güçlerden hiç korkmayan Gyges M.Ö. 679 Kimmerleri yenmeyi başarmış, Mısır firavunu I. Psammetichus ile anlaşma yapmıştır. Gyges adının etimolojik incelemesi halen tam olarak çözülememiş, adının kökeninin Anadolu'lu Luvi dilindeki "büyükbaba" kelimesinden devşirildiği düşünülmektedir.

Hakkında çok yönlü bilgiler olmasa da karizmatik bir kişilik olduğu saptanan Gyges hakkında klasik (De Officiis; Marcus Tullius Cicero M.S. 44) ve 1840’lardan itibaren modern eserlerde (Théophile Gautier; "Le roi Candaule" 1844) efsanesi pek çok farklı çalışmayı etkilemiştir.

Kral Candaules ile Karısı, Nysisia'yı Gyges'e Sergiliyor,
 1540-1550, Rönesans dönemi , akçini mayolika tabak
Kaynak


Romanlar; H. G. Well; The Invisible Man 1897, J.R.R.Tolkien; Hobbit 1937, Robertson Davie; Fifth Business 1970, Hyperion; Dan Simmons 1989, Frederic Raphael; The Hidden I, A Myth Revised 1990, bale; "Tsar Kandavl" Marius Petipa 1868, opera;  Wagner, Nibelungen, komedi, trajedi, roman uyarlaması sinema filmi; 9 oscar ödüllü İngiliz Hasta, 1996 gibi sanat dalları bu çalışmalara örnek verilebilir.








Gyges'in efsanevi yüzüğü ve at hikayesi ise apayrı bir çalışma konusu olabilecek denli zengindir. Platon'un "Devlet" adlı eserinde felsefi düşüncelere yol açan ve günümüzde pek çok esere fikir veren Gyges karakteri, Kepez Burnu'na antik dönemde ad olarak kalmakla yetinmektense, günümüz yaşantısında, esin verici ve efsane ile gerçeklik arasında bir köprü olarak yaşamaya devam edebilir, Troia ile doğrudan bağlantılı bir konu olan Gyges'in, 2018 yılı içerisinde seramik sanatı adına olumlu bir şekilde değerlendirilebilmesi önemli bir girişim olacaktır.




Gyges Burnu, Fatih Karagül, 2018, pekişmiş çini ve porselen

Gyges Seramik Çalıştayı adı altında düzenlenen etkinlik süresince, Gyges Burnu’ndan esinlerek yukardan görülen seramik heykel, Fatih Karagül tarafından parçadan bütüne anlayışı ile üretilmiştir.

Ayrıca bakınız:

5 Mayıs 2017 Cuma

Kaybederken Kazanan Sisyphus


Mitolojide tanrıları kandırarak cezalandırılan bir kralın hikayesi, yüzyıllardan beri sanat ve düşünce ile uğraşan insanlara ilham olmakta. Sisyphus (Sisifos) adlı bu kurnaz kralın, Troia'nın mahvına sebep olan kurnaz İthaka Kralı  Odesius'un babası olduğu bilgisi de mevcut.

MÖ 530 Siyah figür amphora.
Kaynak: http://www.ancient.eu/image/6158/

Attik Siyah figür boyunlu amphora MÖ 6.yy. Kaynak: http://www.theoi.com/Gallery/K14.8.html


Vurgulamak istediğimiz mevzu seramik ve heykel gibi plastik sanatların yanı sıra edebiyat ve fikir alanındaki yapıtlara da ilham veren Sisyphus'un kaybederken, aslında kazanan ve tanrılara boyun eğmeyen bir kişilik oluşudur.  Hikayesi düşüncelerde varoluşla ilgili  sorular oluşturur. Absürd kavramı Sisyphus'un sonsuz davranışı sayesinde oluşmuştur. Etkileri tehlikeli olabilir. A.Camus'un Sisifos hikayeleri adlı denemesi, dikkatli okunmalıdır, sonuçları kötü olabilmektedir.

Aşağıdaki linkte kinetik sanatta konu edilen bir Sisyphus çalışması yer almaktadır.
Kaynak: https://www.facebook.com/SteampunkTendencies/videos/1332608173520212/

Ayrıca aşağıda yer alan farklı bir çalışma da, aynı zamanda fonksiyonel bir tasarım olarak dikkat çekicidir.
Kaynak: https://www.kickstarter.com/projects/1199521315/sisyphus-the-kinetic-art-table
Albert Camus'un yazıp 1943 de yayınlanan Sisfos Söyleni adlı denemesi konuyla bağlantılı nobel ödüllü bir eser olup, okunması tavsiye olunur. Kaybedeceğini bilse bile Sisifos gibi mücadeleye devam edenler var oldukça, bu uğurda kaybetmenin bile ne kadar anlamlı olduğu, pek çok snata lananını etkileyebilmişse, absürdün kaliltelisinin ne zor olduğunu varın siz değerlendirin.


Albert Camus kitabınn 141. sayfasında "Bu taşın ufacık parçalarının her biri, bu karanlık dağın her madensel parıltısı, tek başına bir dünya oluşturur. Tepelere doğru tek başına didinmek bile bir insan yüreğini doldurmaya yeter. Sisifos'u mutlu olarak tasarlamak gerekir." demektedir. Bu kapanış cümlesini plastik sanatlara taşıma ve çağdaş sanatta bir yansımasını oluşturabilme sürecinde, acaba Sisifos gibi düşünmek yerinde mi olacaktır. Absürd kavramını vurgularcasına, kaybedeceğini bilerek boyun eğmeden direnmek...


Detaylı kolay bilgi için:
-Emel KOÇ, ALBERT CAMUS'NÜN SAÇMA FELSEFESİ: CALİGULA, YABANCI VE SİSİFOS SÖYLENİ

27 Ocak 2017 Cuma

Geleneksel Çanakkale Seramiklerinin Midilli Adası (Lesbos) Seramiklerine olan Etkileri ve Günümüzdeki Durumu

Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi BAP 2011/152 nolu proje sonuçlarından ürettilen, Moldova'da 2016 yılında düzenlenen V.Uluslararası Türk Sanatı, Tarihi ve Folkloru Kongresi / Sanat Etkinlikleri kapsamında sunulmuş olan "Geleneksel Çanakkale Seramiklerinin Midilli Adası Seramiklerine Olan Etkileri ve Günümüzdeki Durumu" adlı bildirinin tam metnine erişmek için takip ediniz.