8 Eylül 2014 Pazartesi

FONKSİYONELLİKTE İLGİNÇ TASARIMLAR

İspanyol mobilya ve ürün tasarımcısı Ornella Stocco'ya ait, modüler porselen dirsek ve birleşim elemanları tasarımı. Farklı görünüm ve detaylara ulaşmak için gerekli  bağlantı.


Smith Newnam tasarımı armatür ve lavabosu.

Iphone için seramikten tasarlanmış, amplifier olarak kullanılabilen Megaphone mini. Taşınabilir, kompakt ve 275$ fiyatla satılmakta. Kablosuz ve bluetooth desteği bulunuyor.

Joey Roath'dan seramik hoperlör. Porselen, Baltık huş ağacı ve mantar kullanılarak tasarlanmış bu hoperlörde plastik kullanılmadan yüksek çözünürlükte müzik dinlenebiliyor. 450$ fiyatla satılmakta.

Seramik sosluk, tuz ve biberlik. 3 fonksiyon bir arada. Doğal görünümlü minimal tasarım 42$ fiyatla satılmakta.

George Watson imzalı seramik ekmek kızartıcı. Detaylı kullanım bilgisi ve şemalara ulaşmak için gerekli bağlantı.

Sabrina Fossi imzalı bir fincan tasarımı. Fincanı sıcak içeceklerde kullanırken soğuk havalarda maksimum düzeyde ellerinizden ısınma imkanı sağlanmakta.

Andrey Dokuchaev imzalı Ipod için farklı bir seramik hoperlör tasarımı. Çömlekçi tornasında şekillendirilen bu ürünün detaylı çizim ve şekillendirilmesiyle ilgili bilgilere ulaşmak için gerekli bağlantı.

Dyson üretimi masa üstü seramik fan/ısıtıcı.2012 Reddot tasarım ödüllü ürünün faklı modelleri ve boyları bulunmakta.

Porselen espresso makinası. Arvid Häusser tarafından tasarlanmış ürün hakkında detaylı bilgilere ulaşmak için gerekli bağlantı.


İsrail'den Studio LAMA trasarımı seramik radyo.

Seramik sütlük ve şekerlik. Fin estetiği ile tasarlanmış bu ürün 36 $ dan satılmakta. Metropolitan en iyi 100 ev tasarımı listesinde yer alan bu ürün fonksiyonelliği ve sadeliği ile öne çıkıyor.

Byung-seok You tasarımı, radyatör üstü seramik gıda ısıtıcısı ve nemlendirici. Kışın yanan döküm kalöriferleri kullanarak ek enerji harcamadan yiyecek ve içeceklerinizi basitçe ve kolayca ısıtın.




Kendinden süzgeçli fincan. Özellikle bitki çaylarının kullamı için kolaylaık sağlayan pratik kullanımlı bir tasarım. Reddot ödüllü Vesa Jääskö timzalı tasarım bulaşık makinalarında yıkanabilmekte ve 19.99 $ fiyatla satılmakta.

Iphone ve android cihazlar için tasarlanmış şarj ünitesi ve saksı kombinasyonu. 19 $ dolara satılmakta.

Seramik bıçak seti. Edge of Belgravia markalı ürünler tek olarak da satın alınabilmekte.

Portatif seramik şömine. Camillo Vanacore tasarımı ürün Electrolux markasıyla satılmakta. Detaylı bilgi ve videolara erişmek için gerekli bağlantı.

Çok fonksiyonlu fincan. Farklı amaçlar için kullanılabilecek bir tasarım. Kaynak.

Aldo Bakker tarafından tasarlanmış ilginç bir sirkelik.

Sümüklüböcek biçiminde tasarlanmış Mistea demlik.

Linklerden kaynaklara ulaşılabilir.



28 Mayıs 2014 Çarşamba

"HELLESPONT" Seramik Heykel Sergisi




 
Helle'nin dalgalarında rüzgar yüksekten eser,
En fırtınalı gecedeki denizler misali...
(George Gordon Byron, Abidos'un Gelini, 1813)
 
 
"HELLESPONT " Seramik Heykel Sergisi...
Tarih çağları boyunca Anadolu kıyılarının farklı uygarlıklarca iskan edilerek, zengin bir kültür kompozisyonu oluşumuna kaynaklık ettiğini görmekteyiz. Uygarlıkların bu toprakları seçmesinde, Anadolu'nun barındırdığı zenginlikler en önemli etkenlerdendir. Akdeniz'den itibaren, Karadeniz'e dek gerçekleşen bu iskan kimi zaman kolonizasyon, kimi zaman da yağma ve yıkımla gerçekleşmiştir. Ege Denizi ile Karadeniz arasında bir köprü görevi oluşturan Marmara Denizi ise boğazları ve konumu ile oldukça stratejik ve jeopolitik bir önem arz etmiştir. Dolayısıyla bu topraklar hep farklı güçlerce elde edilmek istenmiştir. Troia savaşı ile başlayan batının doğuyu ele geçirme çabaları Anadolu'yu elde tutma zorunluluğu doğurmuş, Haçlı savaşları ile devam eden bu çabalar, Çanakkale savaşları ile yakın tarihte kültürümüz için önemli bir dönüm noktası oluşturmuştur.

Tarihte yaşanan bu sürecin önemli bir kısmına Çanakkale kıyıları ve boğazı tanıklık etmiştir. Olaylar mitoloji ile kaynaşarak antik çağlarda başlar. Var olan temalar farklı yaratıcılar tarafından farklı biçimlerde kurgulanarak eserlere dönüştürülmüştür. Hera ile Leandros, İlyada ve Aeneas, Argonatların seferi gibi ilk akla gelebilecek mitolojik öyküler hep bu kıyılarda doğmuş ve pek çok esere kaynaklık etmiştir. Serginin temel fikrini en iyi şekilde yansıtacağı düşünülerek Çanakkale Boğazı'nın isimlerinden biri olan "Hellespont" kelimesi, sergi adı olarak bu paralelde belirlenmiştir. Helle'nin Denizi anlamında kullanılan bu kelimenin kökeninde, Hellespont deniz tanrıçası Helle yer almaktadır. Pek çok uygarlık, hayali ya da gerçek pek çok kahramanın adının geçtiği bu bölge, bünyesinde barındırdığı değerler açısından da önemlidir. Geçmişe baktığımızda, günümüzdeki pek çok uygulamanın izlerini bu bölgede görebilmekteyiz. Hellespont ve yakın çevresi de bu değerler adına büyük bir zenginlik barındırdığından, sergide yer alan uygulamalar, bu verilerden esinlenerek üretilmiş bir seçki olarak değerlendirilmişlerdir. Antik kentlerin varlığı ve bunların mimarisi, plastik şekillendirme için başlangıç oluşturmuştur. Özellikle megaron planlı yapıların, mimarlık ve uygarlık tarihi için önemi, seramik heykellerde kişisel yorumlarla ele alınmaya çalışılmıştır. Depolar, kutsal alanlar, mezar yapıları, kuleler, işlikler, yıkıntılar, üst üste tabakalaşmalar sütrüktürel bir anlayışta ele alınmıştır. Mimari görünümlerin yanı sıra deniz ve denizcilikle bağlantılı olarak gemi ve balık temaları ile heykeller zenginleştirilmiştir.

Plaka parçalarının birbirlerine monte edilmesiyle parçadan bütüne ulaşma anlayışı doğrultusunda şekillendirilen heykellerin genelinde biçim, doku ile bütünleştirilerek şekillendirilmiştir. Yalın ve dokulu yüzeylerin zıtlığı, monotonluğu yok etmeye ve dokunun yüzeylerde oluşturduğu yıpranmışlık hissi ile, yüzeylerde uygulanan patina zamanın izlerini izleyiciye yansıtmaya çalışır. Gotik etkili masif yapılar kimi zaman boşluklarla hafifletilmiş kimi zaman da yine bu boşluklarda merak oluşturan karanlık alanlara dönüşmüştür. Bu alanların içindeki strüktürel yapı ön plana çıkarılmadan hem heykelin yapısına hem de tasarımına ait bir unsur olarak ele alınmıştır. Heykeller temelde porselen ve gre malzemeden şekillendirilmişlerdir. Teknik gereklilik nedeniyle pişirimleri 1230 oC de gerçekleştirilirken, bir kısmı ise daha düşük dereceli çamurdan 1040-1100 oC aralığında pişirilmişlerdir. Kimi heykeller ise porselenin saf ve çekici güzelliğinden yaralanmak için patina veya sır kullanmadan doğal halleri ile bırakılmıştır. Bazı heykellerde en az düzeyde kullanılan yabancı malzemenin form ile uyum içerisinde olmasına çalışılmıştır.
M.FatihKaragül Çanakkale, 2013 Aralık
 
Tabakalşma, Paperclay porselen, 203 cm. 2014

Megaron kule, porselen, 42 cm., 2013

Yağhane, gre ve porselen, 65 cm., 2013

Mozole, Porselen ve paper clay porselen, 38 cm., 2013


Nusrat, gre ve porselen, 2014

Akropol, porselen, 28 cm., 2013

İmbros'un acısı, gre, 34 cm., 2013

Kuros, 36 cm., 2013
Yüzgeç, gre ve titanyum vida, 2013
Dülger, gre ve porselen, 2013
 

2 Mayıs 2014 Cuma

1400'LERDEN ÇÖMLEKÇİ KADIN

Çömlekçi betimlemeli iskambil kağıdı.
Kaynak: http://www.pinterest.com/pin/162692605263241349/
Çömlekçilikle ilgili tespit ettiğim ilginç bir iskambil kartını paylaşmak istiyorum. Daha önce böyle bir alanda çömlekçilikle ilgili bir görüntü saptamamıştım. Resim 1400'lü yılların ortalarında ayaklı çömlekçi çarkında çalışan bir  çömlekçi kadını tasvir etmekte. Çömlekçinin adı muhtemelen Hefneryn olsa gerek. Bu resim bir Habsburg iskambil kartı olarak etiketlenmiş. Çömlekçi o dönemlerde yaygın olan, Alman seramiklerinden konik boyunlu pekişmiş çini sürahi şekillendirmekte. Sürahinin üzerinde yer alan olukları şekillendirmek için muhtemelen bir ineğin metapodial kemiğinden yararlanmakta. Metapoidal kemik kullanmanın, yüzeyde oluk oluşturmak için pratik bir yöntem olduğu anlaşılmakta. Aynı görüntüde o dönem atölye görünümüne ait başka detaylar da yer almakta. Rafta kuruyan ya da pişmiş diğer çömlekler, çömlekçi çarkının yapısı ve çarkın ahşap bir platform üzerinde yer alışı net bir şekilde betimlenmiş.
Büyükbaş bir hayvana ait metapodial kemik.

İskambil kartında betimlenen çömleğe ait orijinal görüntü.
Pekişmiş çini, Langerwehe üretimi, Almanya, 19 cm., 1400'lerin ortası
Kaynak: http://www.flickr.com/photos/paul_garland/664290210/sizes/o/in/photostream

https://books.google.com.tr/books?id=mhqV-Of0DqgC&pg=PA327&lpg=PA327&dq=Langerwehe+stoneware+1400&source=bl&ots=MwMgglUCVl&sig=w_8fNbB_qD9aIsK55ro9kl_PBJs&hl=tr&sa=X&ved=0ahUKEwjFtr_OlJfUAhVFVxoKHUV9BM4Q6AEIXDAO#v=onepage&q=Langerwehe%20stoneware%201400&f=false

7 Şubat 2014 Cuma

2 FARKLI ÇANAKKALE SERAMİĞİ


Hasan Kuzu dostumuz tarafından hediye edilen 2 orijinal Çanakkale seramiği koleksiyonuma katıldı. İlki sülük desenli tabir edilen, sır altı mangan dekorlu ve şeffaf sırlı örnek, bir miktar eksiği olmakla beraber, benim için özel bir parça. Formun bütünü ve dip kısmı tam olarak algılanabilmekte. Ağız çapı 26,5 cm. olan bu çukur tabak AKMED Kaleiçi Müzesi Çanakkale Seramikleri koleksiyonunun internet sayfasındaki 18-19. yüzyıla tarihlendirilmiş 15 numaralı örnekle benzerdir. Ne var ki müzedeki örnek 21,6 cm. olup daha küçüktür. Merkez desen ve kenar bordürü neredeyse aynıdır. Tabağın iç kısmında üç ayak izleri belirgin bir şekilde fark edilmektedir. Diğer örnek ise çift kulplu çömlek olup şeffaf yeşil sırlıdır. Daldırma yöntemiyle sırlandığı yüzeyde görülen akmadan ve kulpun birinin çevresinde biriken sır yoğunlaşmasından anlaşılmaktadır. Bu yoğunlaşmanın olduğu kısımda sırın rengi de daha koyudur. Bu koyulaşma sırın içinde bulunan renklendirici oksidin de o bölgede yoğunlaşmasından kaynaklanmaktadır. Bu çömlek aynı sitedeki 153 nolu örnekle biçimsel olarak benzerdir. Ne var ki 4 kulplu değildir. Formun yüzeyi kısmi sırlıdır ve dip kısmına doğru sır uygulaması görülmez. İç kısım ise tamamen sırlıdır. Yüksekliği 19,5 cm., karın çapı 14,5 cm. dir. Kulpun gövdeye bağlantı kısmında yer alan ve kabaca şekillendirilmiş 4 sıra yiv yer almaktadır. Bu örneğin işçilik ve sır kalitesine bakarak  muhtemelen 19.yy. sonu veya 20. yy. da üretilmiş olduğunu söyleyebiliriz.
 

11 Ocak 2014 Cumartesi

Çanakkale'li Çömlekçi Atölyesi

Bu görüntü muhtemelen bir kartpostala ait olsa gerek diye düşünüyorum. Kaynak ise Katherina Korre'nin kitabı.