30 Haziran 2011 Perşembe

ÜSKÜFÇÜ GEZİSİ (Üsküfçü Trip)

Cürufların oluşturduğu tepelerden birinin üzerinden görünüm.
A view from one of the hills formed by slag deposits.

28 Haziran 2011 günü, Çanakkale Ezine İlçesi Üsküfçü Köy'ünü 2. kez ziyaret ettim. Köyün dışına doğru tarım alanlarının bulunduğu bölgede bir dere kenarına öbekler halinde yığılmış bulunan cüruf tepelerinin varlığı gerçekten şaşırtıcı. Bu cürufların antik dönemdeki Troia'lı madencilere tarafından üretilen maden atıkları oldukları, yerel madenci Tezel Aldemir tarafından bildirilmiştir.  Yakın çevrede çıkartılan madenlerin bu dere kenarında işlenerek atıkların biriktirildiği bu bölgede en az 3 adet böyle cüruf tepesi bulunmakta. Farklı numuneler topladığım bu cürufların arasında obsidyen benzeri camlaşmış örnekler olduğu gibi, farklı bakırlı örnekler de mevcut. Geçen uzun zamanla birlikte okside olan bakırlar rahatlıkla cürufların arasından seçilebilmekte. Bu bakır örnekler, işlenen madenin altın olabileceği ihtimalini doğurmakta. Malum tabiatta altın ve bakır birlikte bulunan madenler. Bizi ilgilendiren kısmı ise bu cürufların içinde seramik üretimine elverişli neler olabileceği. Yoğunlukları değişken olan bu cürufların, görünümleri de yoğunluklarıyla birlikte değişmekte. Köpürmüş görünümlü süngerimsi olanların yoğunluğu az iken (1,52 gr/cm3), kayaç görünümlü keskin kırık kenarlı olanlar ise diğer guruba göre fazla (3,81 gr/cm3). Topladığım bakır parçalarının bir kısmı cürufla birlikte iken, bir kısmı da nabit durumda. Malahit ve azurit görünümlü örnekler de mevcut. Bu numunelerin işlenerek seramik sırlarındaki renk verici özelliklerini araştırmaya başlayarak, sonuçları görmeye çalışmayı planlıyorum. Muhtemelen az da olsa yeşil tonları elde edebileceğim. Ayrıca bu numunelerin kimyasal analizleri ile birlikte tam olarak ne olduklarını anlamayı istiyorum. Sn. Büşra Danacı tarafından gerçekleştirilen cüruf analizlerine buradan ulaşabilirsiniz.

Farklı sertlik ve yoğunluklardan seçilmiş cüruflar.
Slags selected from different hardness and density levels.

Cüruf içinde mavi ve yeşil renkte görülebilen bakır bileşikleri.
Copper compounds that can be seen in blue and green colors within the slag.

 
On June 28, 2011, I visited Üsküfçü Village in the Ezine district of Çanakkale for the second time. The presence of mounds of slag piled up along a stream in the agricultural areas outside the village was truly surprising. Local miner Tezel Aldemir reported that these slags are mining waste produced by ancient Trojan miners. At least three such slag mounds exist in this area, where ores extracted from the surrounding area were processed and their waste accumulated along the stream. Among the various samples I collected, there were vitrified examples resembling obsidian, as well as samples containing different types of copper. The copper, which has oxidized over time, is easily distinguishable among the slag. These copper samples suggest the possibility that the processed ore may have been gold. As we know, gold and copper are naturally occurring minerals. The aspect that interests us is what materials within these slags might be suitable for ceramic production. These slags, which have varying densities, also change in appearance along with their density. Those with a foamy, spongy appearance have a low density (1.52 g/cm³), while those with a rocky appearance and sharp, fractured edges have a higher density than the other group (3.81 g/cm³). Some of the copper pieces I collected were with the slag, while others were in their native state. There are also samples with malachite and azurite appearances. I plan to start processing these samples and investigate their coloring properties in ceramic glazes, trying to see the results. I will probably be able to obtain some green tones, albeit slight. I also want to understand exactly what these samples are through chemical analysis. You can access the slag analyses performed by Ms. Büşra Danacı here.

27 Haziran 2011 Pazartesi

ÇANAKKALE KENTİ'NİN NİTELİKSİZ SERAMİKLERİ



Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Seramik Bölüm Başkanlığı görevimi sürdürdüğüm dönemde, Çanakkale Belediyesine yazdığım bir yazıda, kentte üretilen ve satılan niteliksiz seramiklere dikkat çekerek bu konuda bir önlem alınması gerektiğini belirtmiştim. Bu durum üzerine kupürde de görülebileceği gibi bir takım çabalar sarf edildi fakat nafile. Şimdiye dek köklü ve kalıcı bir adım atılamadı. Bu konuya çözüm olabilmesi için Prof.Erdinç Bakla başkanlığında Seramik Konseyi kuruldu, yarışmalar, çalıştaylar düzenlendi, vs. Fakat elde var sıfır. Şimdilerde Seramik Müzesi kurulması çalışmaları sürdüğünü duyuyoruz fakat ne zaman sonuçlanır, hedefine ulaşır mı belli değil. Öte yandan duyulan sevindirici bir haber de, Belediye aracılığıyla, yerel üreticilerin eğitimi konusunda bir projenin varlığı. Daha önce Ç.O.M.Ü Ç.A.S.E.M olarak bu konuda zaten bir proje hazırlanmış ve Rektörlüğe sunulmuştu fakat nedendir bilinmez bir türlü uygulamaya geçilemedi. Öte yandan sevindirici diğer bazı gelişmeler ise nitelikli üretim yapan seramik atölyelerindeki artış. Her ne kedar bir elin parmaklarını sayıca geçmese de, varlıklarını sürdürebilmelerini diliyorum.