2 Şubat 2012 Perşembe

ÇANAKKALE'Lİ ÇÖMLEKÇİLER

İlk gezginler 18. yy. da ziyaret ettikleri Çanakkle hakkındaki yazılarında, Çanakkale'deki çömlekçilikten söz ederler fakat seramikler imzalanmadığından ustalardan bahsetmezler. En sağlam kayıtlar Osmanlı arşivlerinde yer almaktadır. Başbakanlık arşivinden ulaşılabilen kayıtlara ek olarak, yaşayan çömlekçiler ve seramikçilerle yapılan sohbetlerden, aile büyükleri çömlekçilik yapmış kişilerin son kuşak akrabalarından ve yerinde yapılan araştırmalardan elde edilen verilerle, böyle bir liste yapmanın zamanı geldiğini düşünüyorum. Konu ile ilgili yazılan, tez, makale ve bildiriler de bu listenin oluşmasına katkı sağladı. Böyle bir liste ne işe yarar diye düşündüm ilk başta. Bir başına tabi ki bir işe yaramaz fakat daha önce böyle bir çalışma yapıldıysa da benim elime henüz ulaşmadı. Dolayısı ile bu listeyi hazırlamamak için bir nedenim de yok. Bu listenin zaman içinde artmasını umuyorum çünki tüm kayıtlara ve konu ile yazılan tüm kaynaklara kişisel olarak ulaşmam tabi ki mümkün değil. Meslaktaşlarımın ve konuya ilgi duyanların bana bu noktada destek olmalarını ve bilgilerini benle paylaşmalarını arzuluyorum.
Ahmet Bütün (1908- .....)
Ahmet Özdereli
Abdülkadir Ateş
Ahmet Sakızlı Halil Usta (1936 6.İzmir Enternasyonal'e katılmış)
Ali Usta
Altıparmak oğlu Çanakçı Ahmet Çavuş (1913-17 kayıtlı) Aslanca Mah.
Altıparmak Salih
Aytekin Uçar (Halileli)
Çanak Mustafa Reis İbn-i Ali (1849-52 kayıtlı)
Çanakçı Ali Usta (1913-17 kayıtlı) Aslanca Mah.
Çanakçı Alksandr (19.yy kayıtlı)
Çanakçı Benayeud
Çanakçı El-hac Ebubekir Ağazade Hasan Efendi (1849-52 kayıtlı)
Çanakçı Emin Usta Efendi
Çanakçı Emin Usta Efendi oğlu Ahmet Remzi Efendi (1292 kayıtlı)
Çanakçı Giritlizade İsmail Ağa
Çanakçı Giritlizade İsmail Ağa oğlu Ali Sırrı Efendi (1286 kayıtlı)
Çanakçı Mehmed Ağa (1862 kayıtlı)
Çanakçı Nasuh
Çanakçı Nasuh oğlu Ahmed bin İbrahim (1839-40 kayıtlı) Cami-i Kebir Mah.
Çanakçı Rali (19.yy kayıtlı)
Çanakçı Yusuf Ağa oğlu Mustafa Hulusi efendi (1270 kayıtlı)
Çanakçı Zımmi (1839-40 kayıtlı)
Dimitri oğlu Çanakçı İstiro(1913-17 kayıtlı) Rum Mah.
Emine Türker (Akköy, 1945-......)
Erdinç Uzer (Eceabat)
Fiyakalı İbrahim
Giritlizade Ahmed (1861 kayıtlı)
Giritlizade Mustafa (1861 kayıtlı)
Gıyasettin Usta
Hafız Mehmed Bey oğlu Çanakçı Ali Bey (1839-40 kayıtlı) Yalı Mah.
Hamza Ağa İbn-i Ali Efendi (1835-39 kayıtlı) Cami-i Kebir Mah.
Hasan Bin Hacı Halil (1835-39 kayıtlı)
Hatice Kara (Akköy)
Hüseyin Akyüz
İsmail Bütün
Kadir Ateş
Kemikzade Hasan Ağa (1828-34 kayıtlı)
Kerid-i zade Ahmed Ağa (1849-52 kayıtlı) Çanakçılar Çarşısı
Kutlu Bozkurt
Mazlum (1858 kayıtlı)
Mehmet Ali Gümüş (Akköy, 1995 te çalışıyordu)
Mehmet Türker (Akköy)
Muhammet Onat 1977
Mustafa Türker (Akköy)
Naciye Çetin (Yuvalar, 1943 doğumlu)
Salih Bozkurt
Salih Demirci
Sarısakal Ahmet Uçar (1917-1987)
Sezai Adalı
Sezai Usta
Sinan Uçar (Halileli, 1973-2011)
Yahyabin Yakup (1839-40 kayıtlı) Yalı Mah.

31 Ocak 2012 Salı

ECEABAT ve ATİKHİSAR KİLİ, EZİNE KALSİTİ KİMYASAL ANALİZLERİ ve ICP TESTLERİ

Gerçekleştirmiş olduğum ÇOMÜ 2009/12 nolu BAP projesi kapsamında, Çanakkale Seramik Fabrikaları Kele Maden Ar-Ge laboratuvarında yapılan kimyasal analiz sonuçları.




Gerçekleştirmiş olduğum ÇOMÜ 2009/12 nolu BAP projesi kapsamında, ÇOMÜ Merkez Laboratuvarında laboratuvarında yapılan ICP testleri sonuçları.


Proje ile ilgili olarak daha önce hazırladığım kısa yazıya ise buradan ulaşabilirsiniz.

30 Ocak 2012 Pazartesi

AYVALIK'TAN BİR ÖRNEK


2008 Yılı ilk baharında Ayvalık'a gerçekleştirdiğim bir gezi sırasında, çarşıda dolaşırken bir eski eşya satıcısına tesadüf ettim. Farklı yerleri gezmeye gittiğimde ilk aradığım şey genellikle eski eşya satıcıları, müzeler ve lokantalar olur. Bu kez de farklı olmadı ve eşimle birlikte çıktığım bu gezide eski eşya satıcısıyla yaptığım kısa bir sohbet sonrası, Çanakkale'den geldiğimizi söylememiz üzerine, bir kenarda tozlanmış duran fotoğraftaki örneği bizlere gösterdi. Henüz seramikçi olduğumuzu bilmediğinden, bize elindeki örneğin geleneksel Çanakkale seramiği olduğunu ve bunu zamanında berberlerin kullandığını söyledi. Ben de sempati ile gülümseyip, kibarca anlattıklarını dinledim. Anlattığına göre berberler traş esnasında bu astarlı ve şeffaf yeşil sırlı kabı kullanmaktaymışlar. Tabi ki bu da bir bakış açısı. Fakat daha sonra ben kendi kimliğimi açıklayıp, bildiğim haliyle seramiğin hikayesine değinip, aslında bunun çayhanelerde kullanıldığını ve yıkanan çay bardaklarının süzülmesi için üretilen bir form olduğunu anlattım. Malesef kendimize özgü yerel ve ulusal değerlerimize yeterli değeri vermediğimiz gibi, bir de bunları bir şeiklde yıpratıyor olmamız gerçekten üzücü. Yaşadığım bu küçük olayda dahi, bu yıpranmayı görüp yaşamak, içimi sızlattı. Seramik, ahşap, keçe diyerek geçip gittiğimiz, önemsemediğimiz pek çok günlük kullanım eşyası, zamanında çok önemli boşlukları doldurarak hayatımızı kolaylaştırdı. Şimdilerde ise hep bu malzemelerin alternatifleri olan ve sağlığa zararlı nesneleri, iç huzuruyla kullanmakta değil miyiz? Seramiğin yerini teflon, ahşabın yerini PVC, keçenin yerini naylon almadı mı? Bunun benzeri örnekler hızlanarak çoğalmadı mı? Hastalıklar, kanserden ölümler artmadı mı? Buna artık bir son vermemiz gerekmiyor mu?