Milli Eğitim Bakanlığının uzaktan eğitim EBA sayfasında yer alan Orta Öğretim Sanat Tarihi Ders kitabında yer alan "Çanakkale Seramiği" kısmını okumak sevindirici ve şaşırtıcı oldu. 224. sayfada yer alan ördek başlı yeşil testi ve hakkındaki kısa bilginin, genç kuşaklar için küçücük de olsa bir bilgi olarak aktarılması, kültürel zenginliklerin yaşatılarak gelecek kuşaklara aktarılabilmesi adına önemli. Sayfada yapılan açıklama ile bağdaşmayan bir örnek kullanılmış olması için oldukça şaşırtıcı.
Bilginin şaşırtıcı olmasından ziyade yanlış olması, kanaatimce oldukça da vahim. Görsel 7.18 de yer alan çay takımına ait şerbet bardaklarının Çanakkale seramiği olarak aktarılması, metin yazarının konu hakkındaki eksikliğini gösteriyor ya da, editör Doç.Dr.Kemal Özkurt'un gözünden kaçmış bir durum olabilir... Yorum size ait. Her halükarda 19. yüzyılda geleneksel Çanakkale seramikleri arasında, beyaz sırlı zemini olan, altın yaldız ve dekal dekorlu şerbetlik asla üretilmedi. Üretilmesi de zaten mümkün olmayan bir ürün grubu olduğunu, az çok Çanakkale seramiğini tanıyan herkes bilebilir. Bu tür ürünler Yıldız porselen fabrikalarında üretildi. Konu edilen şerbetlik hem malzeme, hem tarz olarak, hem de pişirim teknolojisi itibarıyla, Çanakkale seramikçiliği için imkansız bir durum.
Malum Çanakkale seramikleri, kırmızı zeminli, ağırlıklı olarak da çömlekçi çarkında üretildiler. Yukarıdaki yeşil sırlı ördek başlı testinin kitapta kullanılmış olması doğru ve yerinde bir durum. Fakat şerbetlikle ilgili açıklama, düzeltilmeli. Tabi bunun yanı sıra, Anadolu çömlekçiliği ile ilgili çok fazla söylenebilecek şey daha varken, bunlar maalesef es geçilmiş. Pek çok evde akıtma dekorlu bir Kınık saksısı büyük ihtimalle kullanılmış olsa gerektir. Yaşım itibarıyla, 70'lerde durum böyle idi, şahsen çok iyi hatırlıyorum. 80'lerin sonu ile plastiğin yaygınlaşması maalesef tüm seramikler gibi seramik saksı kullanımına da darbe vurdu. Evlerde kil saksılar kullanılmaz oldu. Yalnızca saksılar mı? Eyüp ve Beykoz'un çömlekleri kaç eve girer oldu. İçleri sırlı küpler kullanıldı evlerimizde yıllarca. Sucuların cam damacanalarla taşıyıp boşalttığı Taşdelen sularından üç tanesiyle dolardı ancak rahmetli babaannemin küpü.
Eğer kitabı incelerseniz, bol miktarda çini karoların uygulanmış örneklerini görebilirsiniz. Ne var ki günlük kullanım kapları, halk için üretilmiş olmaları nedeniyle bence çok daha önemli. Acaba kaç aile, mutfak ya da banyosunda İznik ya da Kütahya üretimi çinilere sahip olabildi. Hele ki tarihte daha da geriye gittiğimizde, Saray, köşk, kasır gibi kalburüstü yapılar haricinde bu tür karoları görebilmek neredeyse imkansızlaşmakta.
Demem o ki, halka halkı anlatıp, halk için üretilen ve pek çok eve rahatlıkla girebilmiş, günümüzde ise nostaljik ürünler durumunda bulunan seramik saksılar, bence, çini karolardan çok daha önemli. Sanat için sanat, saraylarda kalsın, bize testi, çömlek, saksı lazım....
Her şeye rağmen yaşadığımız pandemi sürecinde doğal yaşama olan ilginin artışı, seramiğe olan ilginin de bir parça artmasına neden oldu. Takip edebildiğim kadarıyla internet ortamından yapılan satışlar, bende böyle bir izlenim oluşturdu. Hatta Anadolu'da farklı bölgelerdeki yerel üreticiler de belli bir direnç gösterip seramik üretmeye devam etmekte. Özellikle Menemen ve Avanos bölgesi bu konuda önemli. Bir kısım üreticilerin de interneti yaygın bir pazarlama aracı olarak kullanması, yine pandemi süreciyle gelişti. Eğer içme suyunuzu seramik küpte saklamak isterseniz Trendyol'dan siparişinizi verebiliyorsunuz. Ne keyifli...
Kaynaklar:
https://ogmmateryal.eba.gov.tr/panel/upload/etkilesimli/kitap/sanattarihi/sec/unite1/index.html#p=1
https://www.trendyol.com/bng-concept/toprak-kup-p-48533693?boutiqueId=61&merchantId=210165