6 Eylül 2025 Cumartesi

Geleneksel Çin Sırları ve Tangshan Porselenleri


Prof. Ateş Arcasoy kitaplığından arşivimize intikal eden, Prof. Zeliha Mete ve o dönem araştırma görevlisi olan Profesör Hande Kura tarafından hazırlanarak 1991 yılında VIII. Kimya ve Kimya Mühendisliği Sempozyumunda K.K.T.C'de sunulan bildirinin basılı tam metnine ait bu yazı, halen devam etmekte olan ve jüri üyesi olarak katılımcısı olduğum Uluslararası 4. Menemen Çömlek Festivali sırasında yazıldı.

Acar Seramik standında Sabit Acar., Prof.Zeliha Mete, Prof.Nurettin Gülaçtı, Öğr.Gör.M.Berrin Kayman ve öğrencilerle birlikte.

Yazının temel konusu "Geleneksel Çin Sırları ve Tangshan Porselenleri" olsa da, ilginç olan bildiri metninin bir kopyasının Prof.Zeliha Mete'de dahi bulunmayışı, bu nedenle, kendisinden bu durumla ilgili bir anı yazısı kaleme alması ricamızı bizi kırmayarak kabul etmesi, bize göre bu bildiri kitabının değerini kat be kat arttırmakta.


Etkinliğin ilk gününde yapmış olduğumuz keyifli ve akademik sohbetler çok faydalı oldu. Prof.Zeliha Mete bildiri konusu ile ilgili olarak, gerçekleştirmiş olduğu Çin seyahati ve porselen araştırmalarından bahsetti. Yol arkadaşı ve bildirimortağımolan, bildirinin yazıldığı zaman araştırma görevlisi iken, yıllar sonra Profesör olarak Mimar Sinan Üniversitesi Seramik Bölümünden emekli olan, benim de hocam olan Hande Kura ile olan Çin'deki araştırma ve çalışmalarından bahsetti.

Ardından bildiri kitabını imzalayarak, bizce festivalin en tarihi anını gerçekleştirmiş oldu. Bildirinin konusuna ait özellikle Tangshanporselenleri hakkındaki kısa bilgileri aşağıdaki gibi yer verebiliriz.

Tangshan porselenleri, geleneksel Çin seramik sanatında önemli bir yere sahiptir ve özellikle sır teknikleri açısından dikkat çekicidir. Çin'in Hebei eyaletinde bulunan Tangshan şehri, "Kuzeyin Porselen Başkenti" olarak bilinir. Porselen üretimi burada Ming Hanedanlığı döneminde başlamış, Qing Hanedanlığı'nın sonlarına doğru ise hem halkın hem de imparatorluk ailesinin kullanımına yönelik porselenlerin üretildiği önemli bir merkez haline gelmiştir (Liu, 2018).

​Tangshan, porselen üretimi için ideal hammadde kaynaklarına sahip bir bölgedir. Şehir, özellikle bol miktarda kaolin (porselen kili) ve diğer gerekli minerallere sahiptir (Wang & Chen, 2021). Tangshan'daki porselen üretimi, 20. yüzyılın başlarında daha da gelişerek endüstriyel boyuta ulaşmıştır. Bu sanayileşme süreci, bölge ekonomisinin temelini oluşturmuş ve on binlerce kişiye istihdam sağlamıştır. Bu ekonomik dönüşüm, Tangshan'ı sadece bir sanat merkezi değil, aynı zamanda Çin'in modern seramik sanayisinin kalbi haline getirmiştir (Li, Yan, & Wang, 2011). Tangshan, 1976'daki büyük depremde ciddi hasar görse de, porselen üretimi yeniden canlandırılmıştır (Li, Yan, & Wang, 2011). Günümüzde Tangshan, sanat porselenlerinin yanı sıra, geniş bir yelpazede endüstriyel seramik ürünleri (örneğin, fayans, tuvalet ve lavabo gibi sıhhi tesisat ürünleri ve yalıtım malzemeleri) de üreten küresel bir merkez konumundadır (Chen & Sun, 2019).

​Tangshan porselenlerinin ayırt edici özelliklerinden biri, kullanılan çamurun benzersiz bileşimidir. Bu çamur, yüksek saflıkta kaolin, kuvars ve feldspat gibi hammaddelerin özenle karıştırılmasıyla elde edilir. Bu bileşim, porselenin opak bir beyazlığa, yüksek dayanıklılığa ve ince, saydam bir yapıya sahip olmasını sağlar (Li, Yan, & Wang, 2011).

​Porselenler genellikle el yapımı kalıplama, tornada şekillendirme veya presleme yöntemleriyle üretilir. Özellikle geleneksel el işçiliği, her bir eserin eşsiz olmasını sağlar.

Tangshan porselen tarihinde, eserlerini damgalayan ya da imzalayan önemli üretici ve sanatçılar da yer almıştır. Özellikle Cumhuriyet Dönemi'nde (1912-1949) Qixin Porselen Fabrikası (启新磁厂), Tangshan'ın en önde gelen porselen üretim merkezlerinden biri haline gelmiştir. Alman jeolog Dr. Hans Gunther'in liderliğinde Avrupalı makinelerle üretimini mekanize eden fabrika, ürünlerinin tabanına "Qixin Ci Chang" (启新磁厂) damgasını basmıştır. Ayrıca, fabrikanın hand-painted (el boyaması) porselen üretimini denetlemesi için ünlü ressam Zhuang Zi Ming (庄子明) işe alınmıştır (Koh Antique, n.d.).

​Tangshan porselenlerinin en çarpıcı özelliği, ustaca uygulanan sırlardır. Sırların çoğu, yüksek sıcaklıklarda pişirildiğinde pürüzsüz, parlak ve dayanıklı bir yüzey oluşturan karmaşık formüllerle hazırlanır. Bu sırların en bilinenleri arasında "tavşan kılı" (hare's fur) ve "yağ damlası" (oil spot) gibi özel dokulara sahip olanlar yer alır (Zhu, 2020). Pişirim işlemi genellikle iki aşamalıdır:

Bisküvi Pişirimi: İlk aşamada, şekillendirilmiş ancak sırlanmamış porselenler düşük sıcaklıkta (genellikle 800-900 °C) pişirilerek sağlamlaştırılır. Bu sıcaklık aralığı, genel seramik üretiminde bisküvi pişirimi için kullanılan standart aralıktır (Agate Travel, n.d.)

Sır Pişirimi: Sırlama işlemi sonrasında porselenler çok daha yüksek sıcaklıklarda (genellikle 1280-1350 °C) yeniden pişirilir. Yapılan araştırmalar, bu yüksek sıcaklığın, sırın erimesini ve porselen gövde ile bütünleşmesini sağlayarak cam benzeri, pürüzsüz ve parlak bir yüzey oluşturduğunu ortaya koymaktadır (Li, Yan, & Wang, 2011).

​Tangshan porselenleri, hem sanatsal değeri hem de pratik kullanımıyla tanınır. Günümüzde hala üretilen bu porselenler, Çin'in zengin seramik geleneğinin önemli bir parçasını temsil etmektedir.

Kaynakça

Koh Antique. (n.d.). Republican Tangshan Ceramics. https://www.koh-antique.com/client/tangshan%20ceramics/tangshan%20ceramics.htm

​Agate Travel. (n.d.). China Porcelain. https://www.agatetravel.com/chinese-porcelain.html

​Chen, L., & Sun, F. (2019). The evolution of Chinese ceramics in the 20th century: A case study of Tangshan. Journal of Asian Art History, 12(4), 89-105.

Li, C., Yan, W., & Wang, Z. (2011). Characterization and dating of Tangshan ceramics by chemical and petrographic analysis. Journal of the European Ceramic Society, 31(10), 1885-1893.

Li, S. (2019). The History of Chinese Ceramics. Beijing University Press.

​Liu, Z. (2018). The development of Tangshan ceramic industry from the perspective of industrial archaeology. Journal of Industrial Archaeology, 8(3), 45-56.

​Wang, F., & Chen, J. (2021). A Comprehensive Guide to Chinese Porcelain. Shanghai Arts Publishing House.

​Zhu, H. (2020). Glazes and Firing Techniques in Chinese Ceramics. People's Fine Arts Publishing House.

Bu metinde konu edilen bildirilen yararlanılmamıştır. Metin daha sonra bildirilen yararlanarak, daha geniş bir versiyon olarak güncellenecektir.

Özgün metin ve fotoğraflar izinsiz kullanılamaz.

31 Ağustos 2025 Pazar

Avrupa'da Porselenin Keşfi

Bu keşif süreci İtalya ve Almanya olmak üzere, iki farklı ülkede gerçekleşmiştir.

Porselenin İtalya'daki üretimine dair süreç çok ilginç  gelişmiştir. Bu süreçte ilk sanayi casusu olarak adlandırılan François Xavier d'Entrecolles'in adı geçmektedir.

İtalya'daki porselen arayışı, Çin'den gelen bilgilerin ulaşmasından çok önce, 16. yüzyılın sonunda başladı. Bu keşif, porselenin sırrını aydınlatmaktan ziyade, Avrupa'da porseleni taklit etmeye yönelik ilk başarılı girişimdi.

Toskana Büyük Dükü I. Francesco de' Medici, Floransa'da porselenin büyüsüne kapılmıştı ve saray laboratuvarlarında bu gizemli maddeyi üretme çalışmalarını destekledi. Amacı, o dönemde altın değerinde olan Çin porselenine benzeyen bir madde yaratmaktı. Porselen araştırmalarını yöneten ve Medici porselenini geliştiren ana figür, dönemin ünlü mimar, sahne tasarımcısı ve sanatçısı Bernardo Buontalenti'ydi. Buontalenti, Medici sarayının en yetenekli isimlerinden biriydi ve ​yaklaşık 1575-1587 yılları arasında. I. Francesco tarafından porselenin sırrını çözmesi için özel olarak görevlendirilmişti. Kendisi ve ekibi, Floransa'daki laboratuvarlarda Çin porselenini taklit etmeye çalışarak, sonunda 1200 C derecede pişirilen, hafif kremsi, opalin bir renge sahiptir ve Çin porseleninin saf beyazlığından ayrılır. Yumuşak porselen olarak bilinen bu özel seramik türü, yapılan deneyler sonucunda, Çin'in sert porseleninden farklı bir yöntemle, yumuşak porselen adı verilen, yapay bir formül geliştirildi. Bu porselen, beyaz kil ve öğütülmüş camın karıştırılmasıyla elde ediliyordu (Victoria ve Albert Müzesi bunu " ... şeffaf kurşun sır tabakası altında beyaz Vicenza kili ve öğütülmüş kaya kristali kullanılarak yapılmış Fritware" olarak tanımlıyor). Elde edilen ürün şeffaf ve Çin porselenine benzer bir görünüme sahipti. Ancak, üretim süreci oldukça zordu ve porselenler sık sık çatlıyordu. Ürünlerin çoğunda, Floransa zambak çiçeği (fleur-de-lis) sembolü altında yer alan, "F" harfi (Francesco için) veya aralarından bir çizgi geçen "F" ve "M" harfleri gibi işaretler bulunur. Üretim, Dük'ün ölümünden sonra 1587'de durdu ve bu keşfin formülü kayboldu. Medici porseleni, üretimi Dük'ün ölümüyle (1587) durduğu için son derece nadirdir. Dünya genelindeki müzelerde ve özel koleksiyonlarda sadece 60-70 parça civarında Medici porseleni olduğu tahmin edilmektedir. Bu nadirlik, onu seramik tarihi açısından paha biçilemez kılar.

​Medici porseleni, Çin'in gerçek porselen formülüne dayanmıyordu; ancak, Avrupa'da porselenin taklit edilebileceğini gösteren ilk başarılı ve belgelenmiş girişimdi. Bu porselenlerin biçimleri mayolika seramiklerden, dekoratif bezemeler ise Çin mavi beyazlarından ve İznik çini motiflerinden, nadiren grotesk mayolikalardan esinlenilmişti. Renklendirici olarak kobalt ve mangan oksit kullanılmıştır.

​Avrupa'nın sert porselenin sırrını tam olarak çözmesi, İtalya'daki bu erken denemeden yaklaşık 150 yıl sonra gerçekleşti ve bu süreçte bir Cizvit papazının gönderdiği mektuplar hayati bir rol oynadı.

Cizvit misyoneri Peder François Xavier d'Entrecolles, Çin'in "porselen başkenti" olarak bilinen Jingdezhen'de görev yapıyordu. Zeki ve gözlemci bir papaz olarak, Batı dünyasının merakla beklediği porselen üretim sürecini yakından incelemeye başladı. O dönemde, Çinli ustalarla kurduğu iyi ilişkiler sayesinde porselen üretiminin her aşamasını öğrenme fırsatı buldu. 1712 ve 1722'de, bu bilgileri Fransızca kaleme aldığı iki ayrı mektupla Avrupa'ya gönderdi. Bu mektuplar, "Lettres édifiantes et curieuses" (Eğitici ve Merak Uyandıran Mektuplar) dergisinde yayımlandı ve tüm Avrupa'da büyük ilgi gördü.

​Peder d'Entrecolles'un mektupları, porselenin temel hammaddeleri olan kaolin (porselen toprağı) ve petuntse (porselen taşı) minerallerini ve bunların üretim sürecindeki rollerini ayrıntılı olarak tarif ediyordu. Bu bilgiler, Avrupalı araştırmacılar için porselenin formülünü anlamada ve Meissen gibi fabrikaların sert porseleni üretme çabalarında belirleyici bir rol oynamıştır.

​İtalya'daki Medici porseleni, Avrupa'nın porseleni taklit etme konusundaki ilk başarılı denemesi olsa da, Çin'in gerçek porselen formülüne dayanmıyordu. Peder d'Entrecolles'un 18. yüzyılda gönderdiği mektuplar ise, Avrupa'nın sert porselenin sırrını çözmesini sağlayan bilimsel ve teknik bilgiyi sunarak, porselenin Avrupa'daki yükselişinin önünü açmıştır.

D'Entrecolles'un mektupları, daha önce hiç kimsenin ulaşamadığı birincil kaynaklardan elde edilen, detaylı ve teknik bir bilgi birikimi sundu. Avrupa'da bu mektuplar yayımlanmadan önce, porselenin tarifi genellikle simyacıların tahminlerine veya ampirik deneylere dayanıyordu. Mektuplar ise bu gizemli süreci bilimsel bir zemine oturttu.

Mektupların en büyük katkısı, sert porselenin iki temel bileşenini açıkça belirtmesiydi: kaolin (porselen toprağı) ve petuntse (porselen taşı). Avrupalılar, kaolinin önemli olduğunu biliyordu ancak onunla karıştırılması gereken, yüksek sıcaklıkta eriyerek porseleni oluşturan "petuntse" adı verilen maddeyi tanımıyordu. D'Entrecolles, bu iki maddenin oranlarını ve rollerini net bir şekilde açıkladı.

Sadece hammadde bilgisiyle kalmayıp, mektuplar porselenin hazırlanmasından, şekillendirilmesine, sırlanmasına ve en önemlisi yüksek derecede fırınlanmasına kadar tüm aşamaları detaylandırdı. Bu kapsamlı bilgi, Avrupalı ustaların Çin'deki süreci birebir taklit edebilmesinin önünü açtı ve zaman kaybına yol açan başarısız denemeleri en aza indirdi.

​Sonuç olarak, Peder d'Entrecolles'un mektupları, Avrupa'nın yüzyıllardır peşinde olduğu porselenin gizemini çözdü ve Meissen gibi fabrikaların doğru yolda ilerlemesini sağlayarak Avrupa porselen endüstrisinin hızla gelişmesine zemin hazırladı.

Almanya'daki Meissen porseleninin keşfine giden süreçte Johann Friedrich Böttger'in porseleni keşfetmesi, yüzyıllardır süren bir arayışın sonucudur. Bu süreç, sadece Böttger'in dehasına değil, aynı zamanda bilimsel yöntemlere, politik hırslara ve şans eseri yapılan bir dizi keşfe dayanıyordu.

​17. ve 18. yüzyıllarda Avrupa, Çin'den gelen porselenlere adeta bir tutkuyla bağlıydı. Bu durumı Avrupanın Çin porseleni obsesyonu olarak tanımlamak yanlış olmaz. "Beyaz altın" olarak anılan bu porselenler, Avrupa seramiklerinden çok daha ince, şeffaf ve dayanıklıydı. Avrupalı seramik ustaları, bu porselenin sırrını çözmeye çalışıyor ancak yüksek sıcaklıkta pişirilmesi gereken sert porselenin formülünü bir türlü bulamıyorlardı. Bu porselen, kraliyet aileleri ve soylular için zenginliğin ve gücün bir sembolüydü.

​Meissen porseleninin hikayesi, bu "beyaz altına" sahip olma hırsı taşıyan Saksonya Elektörü ve Polonya Kralı Güçlü August ile başlar. August, ordusunun masraflarını karşılamak ve lüks sarayını finanse etmek için porseleni üretebileceği ve bu üretimi kontrol ederek zengin olmanın hayallerini kurduğu bir tekel oluşturmak istiyordu. Bu amaçla, dönemin önde gelen matematikçi ve bilim insanı Ehrenfried Walther von Tschirnhaus'u porselenin sırrını çözmekle görevlendirdi. Tschirnhaus, porselenin formülünü bilimsel deneyler yaparak, sistematik bir yaklaşımla bulmaya çalışıyordu.

​Hikayenin asıl ilginç kısmı, Böttger'in sürece dahil olmasıyla başlamıştır. Başlangıçta altın yapabildiğini iddia eden genç bir simyacı olan Johann Friedrich Böttger, Güçlü August tarafından yakalanıp Dresden'deki bir kalede alıkonuldu. August, Böttger'i altın yapmaya zorluyordu. Altın deneyleri başarısız olunca, Tschirnhaus, Böttger'in yeteneklerini porselenin sırrını çözmek için kullanması konusunda August'u ikna etti. Böttger, Tschirnhaus'un bilimsel gözetimi altında, porselen üretmek için binlerce farklı kil ve mineral karışımı üzerinde denemeler yapmaya başladı.

​Tschirnhaus ve Böttger, uzun bir süre boyunca farklı hammaddeleri deneyerek porselenin sırrına yaklaştılar. Tschirnhaus, doğru mineral kombinasyonlarını ve fırınlama tekniklerini belirleme konusunda bilimsel bir çerçeve sağladı. Ancak, yüksek kalitede sert porselen için gerekli olan saf, beyaz kil (kaolin) hala bulunamamıştı.

​Bu yoğun ve gizli çalışmalar, Tschirnhaus'un 1708'deki ölümüne kadar sürdü. Böttger, hocasının bıraktığı yerden devam etti ve sonunda porselenin ana hammaddesi olan saf kaolini Schneeberg'deki bir madendeki keşfi ile, bu kaolini formülasyonuna adapte etti. Bu keşif, yaklaşık on yıllık denemelerin ve araştırmaların sonunda, 1708'de porselenin gizemini çözmesini sağladı. Böylece, Meissen Fabrikası 1710 yılında kuruldu ve Avrupa porselen endüstrisinde yeni bir çağ başladı.

Eldeki bilgilere göre her ne kadar 28 Mart 1709'da Böttger'in, II. Ağustos'a giderek porselenin icadını duyurduğu yaygın olarak bilinse de, Tschirnhaus'un ölmeden önce evinden çalınan eşyalar arasında bir porselen parçasının kaydı olduğu ve bu durumun, porselenin esas mucidi olduğu Samuel Slötzel ve Meissen Fabrikası genel müdürünün ifadelerindenyer almaktadır. Ayrıca 1704 yılında porselen örneğini Leibinz'in sekreterin gösterdiği kaynaklarda yer alır. Öte yandan 1708'de Saksonya'daki Erzgebirge kaolin ocağının keşfi, porselen mucidinin Böttger olması fikrini doğrular.

Kaynaklar:

Savage, G. (1954). 18th-century English Porcelain. Hamlyn Publishing Group.

​Hofmann, F. H. (1932). Das Porzellan der europäischen Manufakturen. F. A. Brockhaus.

​Ducret, S. (1962). Meissner Porzellan. Hallwag AG.

​Meissen Porcelain Manufactory. (2010). Meissen: From the Arcanum to the Brand. 300 Years of Meissen Porcelain. Meissen Porcelain Manufactory Publishing.

​Victoria and Albert Museum. (2009). The story of porcelain. V&A Publications.

https://en.wikipedia.org/wiki/Medici_porcelain

Wedgewood ve Meissen Örnekleri

Prof.Ateş Arcasoy terekesinden arşivimize intikal eden dia pozitifler arasında, değerli tez danışmanım Prof.Gül Özturanlı'ya ait olup, kendisi tarafından Prof.Ateş Arcasoy'a  verilen örnekler, tasnif çalışmaları sırasında gün yüzüne çıktılar. Bu dialarda G.Ö. kodlaması yer almaktadır.

Prof.Gül Özturanlu tarafından, Prof.Ateş Arcasoy'a verilen, sınıflandırılıp etiketlendirilmiş dialar.(F.Karagül arşivi)

26 Haziran 2025 tarihinde telefonla görüştüğüm Prof.Gül Özturanlı, sohbet sırasında bu diaların varlığından bahsetmişti. Bir kısmının zamanında kutulanmadan, kağıtlara sarılarak gruplandırılmış olduklarını, bir kısmının ise sunuma hazırlanarak dia şarjörlerinde uygun konuma yerleştirildiklerini tespit ettik.

Prof.Gül Özturanlu tarafından, Prof.Ateş Arcasoy'a verilen, sınıflandırılıp etiketlendirilmiş dialar.(F.Karagül arşivi)

Alman malı dia gösterici.(F.Karagül arşivi)

Prof.Ateş Arcasoy'a ait elimizdeki diaların çok fazla sayıda oluşu nedeniyle, şimdilik her birini tek tek kontrol ederek, sınıflandırma şansımız bulunmamakta. Bu yüzden öncelikle dağınık durumda ve kutusuz olan diaları tasnif ederek koruma altına almaya çalışıyoruz. Bu süreçte yine diaları kontrol etmek için  Prof.Ateş Arcasoy'a ait Alman malı dia projeksiyon cihazını kullanmak büyük bir nostaljik keyif vermekte.

Prof.Ateş Arcasoy'un arşiv belgeleri arasında, Avrupa porselenleri, Çin ve Uzak Doğu porselenleri, porselen üretici damga ve mühürleri ve hatta seramik sanat tarihi ile ilgili yapmış olduğu yıllar süren çalışmaları neticesinde, bu konular hakkında yayınlamak için kitap çalışmaları gerçekleştirmekte olduğunu tespit ettik. Tüm bir meslek hayatı boyunca biriktirilerek oluşturulmuş çok fazla sayıda elyazısı not, kitap, dia, makale, tez, fotoğrafların tümü henüz kataloglanarak yayınlanmamış durumda. Karmakarışık durumdaki tüm bu materyalleri tasnif ederek, kullanılabilir hale getirmek amacıyla çaba gösteriyoruz. Sonucunda dijital bir Ateş Arcasoy arşivi ve kitabı oluşturulabilir, ancak o zaman tüm bu materyallerin, seramikçiler için faydalı bir esere dönüşecek olduğuna inanıyoruz. Bu vesile ile bu kısa yazıda Ateş Arcasoy dialarından hareketle, Wedgwood ve Meissen seramik örneklerine kısaca değinmek yerinde olacaktır.

Wedgwood, İngiliz seramik endüstrisinin en önemli ve etkili markalarından biridir. Bu marka, yüzyıllardır süregelen zanaatkarlık geleneği ve yenilikçi üretim teknikleriyle dünya çapında tanınır. Josiah Wedgwood (1730-1795), 1759 yılında İngiltere'de kendi seramik işini kurarak Wedgwood'un temellerini atmıştır. Kendisi, sadece bir seramik ustası değil, aynı zamanda yenilikçi bir iş insanı ve kimyagerdi. 1769'da, Staffordshire'daki Etruria'da özel olarak inşa ettiği Etruria Fabrikası'nı kurdu. Bu fabrika, hem üretim teknolojisi hem de çalışanlar için sağladığı koşullar açısından dönemin en modern tesislerinden biriydi.

​Wedgwood, porselenin zarafetini ve dayanıklılığını bir araya getiren özel ürünleriyle bilinir. Markanın en ikonik ürünleri şunlardır:
Jasperware: En ünlü Wedgwood seramik türüdür. Pürüzsüz, mat bir yüzeye sahip olan bu seramik, genellikle açık mavi, yeşil, siyah veya beyaz renkte üretilir. Üzerindeki kabartma desenler, genellikle Antik Yunan ve Roma mitolojisinden esinlenmiştir. Mavi beyaz jasperware ürünler, çağdaş seramikçileri ve seramik sanatını etkilemiş özel bir gruptur. A.B.D Oregon'da yaşayıp üretim yapan ve kendisini seramik heykeltraşı olarak tanımlayan Richard Notkin, Josiah Wedgwood'un anısına, mavi beyaz jasperware (Bkz. Skull Tea Set) örneklerine uygun olarak bir çay seti tasarlayarak üretmiştir. Notkin bu üretimi yaparken hem Çin yixing seramik geleneğini hem de japerware tekniğini üslubunca sentezleyerek özgün bir ürün grubu üretmeyi başarmış, örnek sanatçılardan birisidir.

Richard Notkin, Skull Tea Set, Homage to Josiah Wedgewood, 1980, porselen. Kaynak

Creamware ürün grubu Josiah Wedgwood'un erken dönem başarılarından biridir. Bu seramikler, İngiltere Kraliçesi Charlotte tarafından beğenilince "Kraliçe'nin Seramiği" (Queen's Ware) adını almıştır.

​Black Basalt örnekler siyah renkli, sırsız ve pürüzsüz bir seramik ürün grubudur. Antik Roma ve Yunan vazolarını andıran estetiğiyle dikkat çeker.

​Wedgwood seramiklerinin kalitesi, kullanılan özel çamur karışımından gelir. Özellikle Jasperware için kullanılan çamur, sır içermeyen ve bisküvi kıvamında pişirilen bir karışımdır. Bu çamur, başta killi toprak, baryum sülfat, çakmaktaşı ve porselen çamuru gibi malzemelerin hassas oranlarda karıştırılmasıyla elde edilir. Malzemeler çoğunlukla İngiltere'nin çeşitli bölgelerinden, özellikle Cornwall'dan (Bkz. Cornwall Stone: 
​0.5 K2O, 0.4 Na2O, 0.1 CaO. 1.1 Al2) temin edilir.

​Wedgwood, sadece bir seramik üreticisi olmanın ötesinde, sanatsal ve endüstriyel bir devrimci olarak kabul edilir. Seri üretimi ve sanatsal tasarımı bir araya getirmesiyle seramik sektörüne yepyeni bir bakış açısı getirmiştir. Markanın ürünleri, günümüzde hem antika koleksiyoncuları hem de modern tüketiciler arasında yüksek bir değere sahiptir. Özellikle tarihi ve nadir parçalar, müzayedelerde ve koleksiyoner piyasasında yüksek fiyatlara alıcı bulmaktadır. Wedgwood, seramik zanaatkarlığının estetik, kalite ve inovasyonla nasıl birleşebileceğinin en iyi örneklerinden biridir. Bu yönüyle kendi koleksiyonumuzda da örnekleri yer almaktadır.

Berrin Kayman koleksiyonunda yer alan Jasperware Wedgwood örnekler (Fotoğraf. F.Karagül)

Yukarıda yer alan örneklerin özgün damgaları (Fotoğraf: F.Karagül). Wedgwood'un farklı üretim şerlerinden, farklı damgalar kullanılmış olduğu belirgin biçimde gözlenebilmektedir.

Josiah Wedgwood 1775 yılında Cornwall'a bir seyahat gerçekleştirerek, seramiklerinde kullanmak üzere yerel killer ve kayaçların temini yoluna girişmiştir. Bu hammaddeler, İngiliz porseleninin temel bileşenlerinden olan "Cornwall Stone" (Cornwall taşı) veya "Cornish Stone" olarak bilinen malzemelerle yakından ilişkilidir. Cornwall Stone, İngiliz seramik endüstrisinde bir akışkanlaştırıcı (flux) olarak yaygın şekilde kullanılan, düşük demir içerikli bir feldspat türüdür. Wedgwood'un ürünlerinde, özellikle de "Queen's Ware" (Kraliçe'nin Seramiği) gibi porselenin kalitesini artırmak için bu tür ham maddeleri kullandığı belirtilmektedir.

Wedgwood üretimi makarna kabı, 1820 (F.Karagül arşivi)

Wedgwood üretimi vazolar (F.Karagül arşivi)

Wedgwood üretimi (Staffordshire,...) çaydanlıklar (F.Karagül arşivi)

Meissen, Avrupa'da sert porselenin ilk başarılı üreticisi olarak bilinen ve zanaatkarlık geleneğiyle lüksü bir araya getiren dünyaca ünlü bir Alman porselen markasıdır. Meissen Porselen Fabrikası, 1710 yılında Saksonya Elektörü II.August (1670-1733) tarafından kurulmuştur. Ancak porselenin sırrını keşfeden asıl kişi, simyacı Johann Friedrich Böttger'dir. Böttger'den önce araştırma çalışmaları başlamış oşsa da, sonuca ulaşılamamıştır. (Ek bilgi ve Avrupa'da porselenin keşfi  için bakınız) Başlangıçta klasik simyacı takıntısı ile altın imal etmeye çalışan Böttger, bu süreçte porselen üretimi için doğru formülü bulmuştur. Fabrika, ismini aldığı Meissen şehrinde, Elbe Nehri kıyısında bulunan Albrechtsburg Kalesi'nde kurulmuştur. Daha sonra, 1861 yılında bugünkü yerine taşınmıştır.

​Meissen porselenleri, karmaşık el işçiliği ve yüksek kalitesiyle tanınır. Ürünler genellikle ayrıntılı figürler, el boyaması desenler ve canlı renklerle süslenir. Meissen, Çin porselenlerine benzer şekilde, yüksek sıcaklıkta pişirilen ve olağanüstü sert ve dayanıklı olan porselen üretmiştir.
"Soğan Deseni" (Zwiebelmuster) markanın en ikonik ve en çok kopyalanan desenlerinden biridir. Çin porselenindeki nar ve şeftali motiflerinden esinlenerek (tamamen sembolik öğeler) oluşturulan bu desen, soğan ve bambu figürleriyle tasarlanmıştır. Meissen sanatsal figürinleri aradında özellikle 18. yüzyılda J.J. Kändler tarafından tasarlanan hayvan ve insan heykelleri, Meissen'in en değerli ürünleri arasındadır. Öte yandan Böttgerware adlı ürün grubu da Meissen üretimleri arasında çok özel bir konumdadır. Çin yixing özelliklerine çok benzer olan bu grup, sırsız olup, madeni para yerine seramik para ve madalya (Nelson, C.H) üretiminde de kullanılmıştır. Koleksiyonumuzda bu örneklerden yer almaktadır.

Çatılmış çift kılıç damgalı Meissen üretimi Böttgerware ve porselen madalyalar. (F.Karagül koleksiyonu ve arşivi)

​Meissen porseleninin formülü, uzun süre boyunca sır gibi saklanmıştır. Böttger, porselenin temel hammaddeleri olan kaolin ve feldspatı bir araya getirerek porselen formülünü keşfetmiştir. Kaolin, markanın yüksek kaliteli porselen üretimi için vazgeçilmez bir bileşendir ve başlangıçta Saksonya'daki madenlerden temin edilmiştir. Böttger'in Meissen porselenleri için kullandığı kaolin, Saksonya'daki Erzgebirge (Cevher Dağları) bölgesinde yer alan Schneeberg şehri yakınlarındaki madenlerden temin edilmiştir. Schneeberg kaolin yatağı, 1708 yılında Christian Schnorr tarafından tesadüfen keşfedilmiştir. Bu keşfe ait bilgi, kısa sürede August'un sarayına ulaştı. Bize göre porselenin sırrını çözmeye çalışan simyacı Johann Friedrich Böttger, keşfedilen beyaz renkli bu yeni toprağın, Çin porseleninin ana maddesi olan kaolin olduğunu bir şekilde fark etmiş olmalıdır. Bu keşif, Böttger'in yıllardır süren deneylerinde aradığı eksik parçayı bulmasını sağlar.

Bu özel kaoline o dönemde "Schnorrsche Erde" (Schnorr'un Toprağı) adı verilmiştir. İsmini, bu beyaz kil yatağını ilk kez bir demirci olan Christian Schnorr'un keşfetmesinden almıştır. Schnorr, bu toprağın peruklarda kullanılmak üzere beyaz bir toz olarak satılabileceğini düşünmüştür. Daha sonra, Böttger bu malzemenin aslında porselen üretimi için ideal bir kaolin olduğunu fark etmiştir. Bu keşif, Meissen'in Avrupa'daki ilk sert porselen üreticisi olmasının en önemli adımlarından biridir.

Feldspat porselen çamurunun erimesini ve sertleşmesini sağlar. Ne var ki Böttger'in porselen formülünde kullandığı feldspatın kökeni hakkında henüz yeterli bilgi verecek durumda değiliz, bu konuda detaylı çalışma yapma gerekliliği bulunmaktadır. 

​Meissen, lüks porselenin sembolü olarak kabul edilir. Tarihsel olarak Avrupa kraliyet ailelerinin ve aristokrasinin tercih ettiği bir marka olmuştur. Günümüzde de bu prestijini korumaktadır. Meissen, Avrupa'da sert porseleni ilk üreten fabrika olmasıyla endüstriyel ve sanatsal bir dönüm noktasıdır. Ünlü çakılmış çift kılıç logosu (kuruluş yeri olan Saksonya'nın armasından esinlenilmiştir) orijinalliğin ve yüksek kalitenin bir simgesidir. Nadir ve tarihi Meissen porselenleri, müzayedelerde çok yüksek fiyatlara alıcı bulabilmektedir. Özellikle 18. yüzyıla ait, J. J. Kändler gibi ünlü sanatçılar tarafından tasarlanan figürler ve özel setler, koleksiyoncular arasında oldukça değerlidir.
​Özetle Meissen, sadece bir porselen markası değil, aynı zamanda Avrupa sanat ve zanaat tarihinin önemli bir parçasıdır. Bu dialar arasında yer almasa da, Böttgerware malzeme ile üretilmiş Meissen figüratif heykelleri, dünya seramikçiliği için çok önemli örnekler arasında yer alıp, ayrıca ele alınması geren konular arasında yer almaktadır.

1753 tarihli Meissen porselen biblolar. (F.Karagül arşivi)

1774-1814 tarihli Meissen üretimi şekerlikler (F.Karagül arşivi)

Özgün fotoğraflar ve metin izin alınmadan ve kaynak gösterilmeden yayınlanamaz.

Kaynakça
-Nelson, C.H. Böttger Stoneware: What Science Can Tell Us? Uluslararası Güzel Sanatlar ve Antika Satıcıları Fuarı, 1998, 34-42
-https://www.academia.edu/32311497/CHARACTERIZATION_OF_B%C3%96TTGER_STONEWARE?source=swp_share
-https://kammteapotfoundation.org/product/richard-notkin-skull-tea-set/
-https://www.schloesserland-sachsen.de/en/palaces-castles-and-gardens/tips-for-trips/the-way-to-the-meissen-porcelain/