20 Ağustos 2012 Pazartesi

TULPAR/BURAK/PEGASUS

Kartpostal, Kaynak: M.F.Karagül arşivi

Pegasus, malum Yunan mitolojide kanatlı at olarak adlandırılmaktadır, maalesef Atina'daki Yunan Halk Sanatları müzesi envanterinde kayıtlı bu örnek, detayları ile geleneksel Çanakkale seramiklerinde gördüğümüz at biçimli seramiğe çok benzemektedir. Hatta bu örnekler hemen kuyruk üzerinde yer alan doldurma deliğinin varlığı ile Çanakkale seramikleri aynı noktada şekillendirilmiştir. Ayakların yapısı, gögüste yer alan çiçek madalyonları da bu durumu ispatlamaktadır. Kişisel görüşüm, göç ile Yunanistan'a giden ve Çanakkale geleneğini de birlikte götürüp değişikliğe uğratan ustalardan biri bu formu büyük ihtimalle üretmiştir. Düşük bir ihtimal ise, siparişe üzere Çanakkale'li ustalara böyle bir pegasus formunu tarif veya çizimle özel olarak ürettirmiş olabilir. Esas önemli olan nokta ise üç farklı kültürde üç farklı isimle adlandırılmış olan bu varlığın, seramik üretiminde esin kaynağı olarak kullanılmasıdır.
Türk kültüründe “Tulpar”, İslam inancında ise “Burak” olarak adlandırılan bu varlığın, aynı biçim fakat ayrı adlarla anılması, ortak bir kültürün yazılı olmayan bir mirası olmalıdır.  Bu konunun tespitinde muhtelif iddialar ya da tahminlerde bulunabilir. At hayvanın gücü, hızı ve insanlığa katkılar nedeniyle çok önemli bir canlı oluşu, bu hayvanın farklı biçimlerde ifade edilmesine neden olmuştur, Grek mitolojisinde “Sentor” olarak adlandırılan at adamlar da, atın farklılaştırılarak yeni bir varlık olarak mitolojide yer almasında önemli bir örnektir. Bir döneme kadar antik Grek topraklarında yetiştirilip tanınmayan at, Anadolu’lu savaşçıların kullandıkları binek hayvanları olarak Grekler tarafından ilk kez görüldüğü zaman, at adam olarak değerlendirilerek mitolojide kendine yer bulmuştur. Bu noktada “Kanatlı At” inanışı ve betimlemesi de bu paralelde doğmuş olmalıdır.
Öntürk kültüründen itibaren atın Anadolu ve Orta Asya bağlantısı nedeniyle, kültürel ve sosyal yaşamda ne kadar önemli bir varlık olduğu reddedilemez. Bu durum bilimsel çalışmalarla çok kez ispat edilmiştir. Anadolu, güzel atlar yurdu olarak bilinen dönemlerden günümüze ulaşırken yazılı olmayan kültürel mirasta, pek çok ve önemli izler bırakmıştır. Seramik alanında da bu izleri, örnekler üzerinden görebilmek mümkündür.  Geleneksel Çanakkale Çömlekçiliği bu noktada bizlere çok güzel örnekler sunmuştur. Bizim önerimiz ise, Pegasus’un Grekler tarafından önerilmesen çok öncesinde, Türk kültüründe zaten çok öncesinden beri bilinen bir varlık oluşudur. Tulpar olarak adlandırılan bu kanatlı at figürü Prof. Dr. Bahaeddin Ögel tarafından birden fazla özelliğe sahip bir varlık olarak değerlendirilerek yayınlanmıştır. Özetle, at adam “Sentor” örneğinde olduğu gibi, kanatlı at “Pegasus” örneği de fikir ve tasarım adına kökeninde Grek değildir.  Grek mitolojisinde muhtemelen Öntürk kültüründen ve Anadolu’dan devşirilecek kendine yer bulmuştur.
Yorum sizlere ait.