Antik mutfak
Antik
geçmişi Neolitik döneme dek giden Çanakkale, özellikle Akdeniz tipi beslenmeye
uygun gıdaları ile sağlıklı beslenmeye uygun ürünlerin yetiştiği bir kenttir.
Roma çağında kaleme alınan ve bilinen tariflerin güncel ve yerel malzemelerle
uyarlamalarının gerçekleştirildiği bu menüyü farklı kılan, bu yemeklerin
herhangi bir restoranda bulunamıyor oluşu ve tüm yemeklerin özgün ve sanatsal
seramiklerde sunuluyor oluşudur. Seramiklerde kullanılan esin kaynakları da
yine antik çağ seramikleridir.
Moeetum
(Sarımsaklı peynir) korkaklara göre bir yemek değil! Görünüşüne bakılırsa tarif
keçi peyniri ve çok miktarda sarımsak içermekte. Oldukça çarpıcı bir karışım
olduğu kesin, ancak taze bir dilim ekmek ve birkaç zeytinle damakta nasıl bir
damak tat bırakacağını da denemeden olmaz.
Zeytin
mezesi rezene, kişniş, nane ile hazırlanan özel bir sosta marine edilen, leziz
zeytinlerdir.
Kara
buğdaylı Kykeon (Bulamaç) Yunanca 'karıştırmak, calkalamak” kelimesinden gelir,
su ve arpadan (bazen nane veya kekikle tatlandırılır) oluşan Kykeon, en çok
Eleusis şehrindeki Demeter Ayinleri'nde kullanımıyla ünlüdür; burada inisiyeler
tarafından ölüm ve yeniden doğuşun gizemini deneyimlemek için kullanılırdı ve
bu ritüel Eleusis Gizemleri olarak bilinirdi. Buradaki arpa yerine, karabuğday
kullanılan kimyonlu versiyonudur.
Kişnişli
balık, galeta ununa bulanarak kızartılan balığın, havanda dövülmüş kişnişe
bulunarak, fırında pişirilmiş halidir denebilir. Kılçıksız fileto levrek
kullanılarak pişen balık, bir parça beyaz sirke ile lezzetlendirilirse, gerçek
tadına ulaşır.
Ballı
karides, anik Troas (Çanakkale, Biga yarımadası) için en makbulü tabi ki Karabiga
karidesi ile yapılanıdır. Garum (antik balık sosu), zeytinyağı ve halis bal ile
hazırlanıp pişen sosla servis edilir.
Libum,
bir tür peynirli tatlı kek olup seramik kapaklı bir kapta, defne yaprakları
üzerinde pişer, bal ile lezzetlendirilir.
Passum,
en az 3 gün boyunca kuru üzüm ile zenginleştirilmiş, bir tür üzüm suyundan
üretilen fermente, antik bir içecektir.
Karabuğday
ekmeği, arpa yerine karabuğday kullanılan bir tür mayasız ekmektir.
Gelibolu Gastronomi Derneği desteğiyle Atıf Bay Çiftliğinde gerçekleştirilen bu menü, gluten hassasiyeti ve çölyak hastalığı olan kişiler için tamamen uygundur. Menüde zeytinyağı haricinde hiçbir yağ kullanılmamaktadır. Alerjen uyarısı karides, nadiren rezene, çok nadiren bal, üzüm, kimyon, nane ve kişniş için geçerlidir.
Menüye, kullanılacak olan seramikler de dahildir. Katılımcılar yemeklerini bitirdikten
sonra, kullandıkları özgün seramiklerin tümüne sahip olacaklardır.