27 Şubat 2025 Perşembe

Çanakkale Seramiği ve Hayat Ağacı

Bu kısa yazıda, çağımızda çok kullanışlı hale gelen internet vasıtasıyla tanıştığım değişik bir arama sonucunda tesadüf ettiğim, geleneksel Çanakkale seramiklerinden birinde yer alan hayat ağaçlı örneğe değineceğim. Tesadüfen Fransızca yayınlanan picclick adlı bir arama motoru ile karşılaştım. Bilen mutlaka biliyordur. Aramaya Çanakkale yazınca çıkan pek çok sonuç arasında, aşağıdaki Çanakkale örneği de yer almakta. Daha da ilginci örnekteki bağlantı, sizi Ebay Fransa şubesine yönlendirmekte. Yeşil sırlı testi 650 $ fiyatla satışa sunulmuş bulunmakta. Bu rakam günümüz kuru ile 23680 TL fiyata karşılık gelmekte. Zaman zaman bu fiyat kayıtlarını buradan paylaşıyorum ki, istatistiki anlamda kayıt altında tutulabilsin.

19. yy. Ördek başlı Çanakkale Testi, Kaynak 1, Kaynak 2

"3 tüy" ibaresi ile satışa sunulmuş olan sitede, her ne kadar tüy ifadesi yer alsa da, bana göre bu örneğin gövdesinde yer alan 3 adet benzer bitkisel motif dikkat çekici. Bana göre bunlar hayat ağacı motifleri. Yayınlanmış tez ve makaleleri araştırdım, bu konuda net bir örnek yok. Daha yakından bakabilmeyi diledim bu örneğe, ne var ki sitede sunulan görsellerle yetinilmek durumunda. 1800-1849 tarihlendirmesi ile, turkuaz ibrik olarak adlandırılan örneğin ölçüleri, satış sitesinde 16,51 cm. çap ve 33,66 cm. yüksekliğinde belirtilmiştir.

Çanakkale Testi detay, Kaynak 1, Kaynak 2

Kaynaklar:
https://picclick.fr/Ottoman-Turkish-Canakkale-Turquoise-Glazed-Pottery-Ewer-19th-335820557320.html
https://www.ebay.fr/itm/335820557320?customid=&toolid=10050

8 Şubat 2025 Cumartesi

İlginç Bir Sıraltı "Çanakkale" Yazısı

Hale Figen koleksiyonunda 4 farklı geleneksel Çanakkale seramiği yer almaktadır. Çanakkale'de seramik atölyesi işleten Hale Figen'e ait bu seramiklerden, beyaz zeminli sır altı bezeme olan testi, rengi ve tekniği ile düşündürücüdür. Bize göre, amatör bir üretici tarafından sonradan, asıllarına benzetilerek üretilmeye çalışılmıştır. Aşağıdaki görselde yer alan soldaki 3 örnek orijinal üretim olup, tüm özellikleriyle, asıllarının niteliklerini taşımaktadır.


Beyaz zeminli örneğin üzerinde yer alan sıraltı fırça ile yazılmış olan "Çanakkale" ibaresi, testi ve dikey formlar için geleneksel Çanakkale seramiklerinde uygulanan bir yöntem değildir. "Çanakkale" ibaresi bu formlarda aşağıda görüldüğü gibi kalıpla şekillendirilmiş rölyefli bir yazının, yüzeye aplikasyonu ile oluşturulur.


Ayrıca Çanakkale yazısının altında yer alan sır altı renkli bezeme de, orijinal Çanakkale örneklerine benzememekte. Bu özellikleri ile, bahsettiğimiz  testinin kopya olma ihtimali çok yüksektir. Hatta Çanakkale'de üretilmemiş bile olabilir. Çanakkale'de yaşayan bir seramikçi bu denli bir hatayı yapamazdı. Bu yüzden şüpheli olarak değerlendirdiğim tek örnek dışında, diğerleri, sıklıkla karşılaşılabilecek formlardır.





1 Şubat 2025 Cumartesi

Çömlekçilerin Kötü Ruhları Der ki:

Şarkım için bana para verecekseniz, ey çömlekçiler!
Kotyloi ve bütün kanastralar hoş bir siyaha çalsın.
Çok iyi pişsinler ve istenen parayı getirsin.
Pek çoğu pazarlarda ve bir o kadarı da yollarda satsın.
Onlar iyi para etsin ve şarkım kulağa hoş gelsin.
Ama siz (çömlekçiler ) utanmaz ve üçkağıtçıya dönüşürseniz
İşte o zaman fırınların kötü güçlerini bir araya getiririm.
Hem Sýntrips’i (Parçalayıcı) ve Smáragos’u (Çarpıştırıcı),
Üstelik Ásbetos’u (Yakıcı) ve Sabáktes’i (Yok edici)
Ve bu zanaat için çok sorun çıkaran,
Dolu fırının tünel ve odalarında öfkeyle yürüyen Omódamos’u (Pişmeyi engelleyici).
Çömlekçiler feryat figan ederken
Bütün fırın karmakarışık olsun.
Bir atın geviş getirmesi gibi fırın da bütün çömlekleri çiğnesin
Ve içindeki bütün çömlekleri tuz buz etsin.
Sen de gel güneşin kızı, pek çok büyünün Circe’si,
Acımasız büyüler yap,
Onlara ve onların el emeği işlerine kötülük yap.
Cherion’un onca Centaur’larına öncülük etmesine izin ver.
Ki bunların her ikisi de Herakles’in elinden kurtulup kaybolmuşlardı.
(Gelsinler ) çömleklere sertçe vursunlar, fırın çöksün.
Bunu gören çömlekçiler ağlasın.
Ama ben onların bahtsız zanaatlarının görüntüsüyle coşacağım.
Ve kim ki fırın gözetleme deliğinden bakmak için eğilirse
Tüm yüzü kavrulsun.
Ve böylece herkes adaletli davranmayı öğrensin.
Homer's Epigrams, Fragment 14[1] (Greek epic, 8th or 7th century BC), Çeviri: Çeşminaz Bowen
Öyleyse gel Athena ve elini fırının üstünde tut.

Bu metinde Grek mitolojisindeki çömlekçilerin başına bela olan kütü ruhlar (Daemones) grubu altında yer alan Sýntrips, Smáragos, Ásbetos, Sabáktes, Omódamos konu edilmiştir. Orjinal metnin şahulade bir hayal gücü ile yazılmış olduğunu düşünüyorum. Ek bilgi için bakınız.

Created by Fatih Karagül with AI Gemini

Potters, if you will give me a reward, I will sing for you. Come, then, Athena, with hand upraised over the kiln. Let the pots and all the dishes turn out well and be well fired: let them fetch good prices and be sold in plenty in the market, and plenty in the streets. Grant that the potters may get great gain and grant me so to sing to them. But if you turn shameless and make false promises, then I call together the destroyers of kilns, Shatter [Sýntrips] and Smash [Smáragos] and Char [Ásbetos] and Crash [Sabáktes] and Crudebake [Omódamos] who can work this craft much mischief. Come all of you and sack the kiln-yard and the buildings: let the whole kiln be shaken up to the potter’s loud lament. As a horse’s jaw grinds, so let the kiln grind to powder all the pots inside. And you, too, daughter of the Sun, Circe the witch, come and cast cruel spells; hurt both these men and their handiwork. Let Chiron also come and bring many Centaurs—all that escaped the hands of Heracles and all that were destroyed: let them make sad havoc of the pots and overthrow the kiln, and let the potters see the mischief and be grieved; but I will gloat as I behold their luckless craft. And if anyone of them stoops to peer in, let all his face be burned up, that all men may learn to deal honestly.

Hermes Trismegistus der ki:

"Haydi dinleyin çamurdan insanlar! Bir an düşün,nasıl oluştuğunu ana rahminde. Aklına getir o usta işçiliği ve ara o sanatçıyı, böyle güzel bir görüntüye şekil veren. Kim çizdi göz yuvalarını? Kim açtı burun deliklerini, kulaklarını ve ağzını? Kim uzattı sinirlerini ve sıkıca bağladı? Kim yaptı kemiklerini ve etini deriyle örttü? Kim ayırdı parmaklarını ve düzleştirdi tabanlarını? Kim hazırladı kalbini ve boşluklar bıraktı ciğerlerinde? Kim görünür kıldı güzelliğini ve sakladı bağırsaklarını içeride? Kaç çeşit beceri kullanıldı ve kaç tane sanat eseri yaratıldı oluşturmak için bir insanı? ..."

Created by Fatih Karagül with AI Gemini

Listen, people of clay! Think for a moment about how you were formed in your mother’s womb. Imagine that masterful craftsmanship, and seek out the artist who shaped such a beautiful image. Who drew the eye sockets? Who opened the nostrils, ears, and mouth? Who stretched the nerves and tied them tightly? Who made the bones and covered them with skin? Who separated the fingers and flattened the soles? Who prepared the heart and left spaces in the lungs? Who made the beauty visible and hid the intestines inside? How many kinds of skills were used and how many works of art were created to form a human being?..."

Nikos Kazancakis der ki:

 "Tanrı bir çömlek ustasıdır ve biz insanlar onun kiliyiz. Onun tornası sürekli döner ve bizleri istediği gibi şekillendirir. Kimimizi testi, kimimizi çömlek, kimimizi saksı, kimimizi lamba şeklinde yaratır. Bazılarımız su, bazılarımız şarap, bazılarımız süt veya bal, bazılarımızsa ışık taşırlar. Kırılırsak O buna aldırmaz ve geri dönüp bize bakmadan yeni kaplar yapmaya devam eder."

Created by Fatih Karagül with AI Gemini

"God is a potter, and we humans are His clay. His wheel turns constantly, and He shapes us as He pleases. He creates some of us as jugs, some as pots, some as vases, and some as lamps. Some of us carry water, some wine, some milk or honey, and some carry light. If we break, He doesn't care and simply moves on to make new vessels, without looking back at us."

24 Ocak 2025 Cuma

Hayyam der ki


Şu senin benim dediğimiz toprak neyimizdir
Birkaç günlük cennetimiz cehennemizdir
Bugün su içtiğin şu testi toprak olunca
Mezarına atılır belki bir gün, kim bilir.

Bir testici gördüm, çamur içindeydi:
Ayağı çarkında, elinde bir testi;
Testinin başında bir yoksulun ayağı
Kulpunda bir padişahın kellesi.

Şu testi de benim gibi biriydi;
O da bir güzele vurgun, dertliydi.
Kim bilir, belki boynundaki kulp da
Bir sevgilinin bembeyaz eliydi.

Hadi gel de testiye bak sen, aşıktı o da ben gibi
Bir güzelin saçına bağ bağ da kim bilir belki
Ya şu boynundaki bak nasıl dolanmış boynuna kulp
Bir çağda istekle o yar gerdanına sarılan eldi.

Bir testi aldım çarşıdan ucuza;
Gizli gizli neler anlattı bana;
Bir şahdım, dedi; altın kupam vardı;
Şimdi neyim? Testi oldum şaraba.

Kaderin elinde boynum kıldan ince:
Tüysüz kuşa dönerim ecel gelince,
Yine de toprağımdan testi yapın siz:
Dirilirim içine şarap dökünce.

Kalk gel! Hatırımız için gel.
Dileğimizce bir zorumuzu hallet.
Bir testi şarap getir. Ki, vücudumuzun toprağından
Testi yapılmadan önce kana kana testiden içelim.

Created by Fatih Karagül with AI Gemini

What we call this land, yours and mine, is what?
Our paradise for a few days, our hell, is what.
When this jug you drink water from today turns to clay,
Perhaps it will be thrown into your grave one day, who knows.

I saw a potter, he was in the mud:
His foot on the wheel, a jug in his hand;
At the jug's rim, a poor man's foot,
On its handle, a sultan's head.

This jug was someone like me;
It too was smitten with a beauty, troubled it was.
Who knows, perhaps the handle on its neck
Was a lover's snow-white hand.

Come, look at the jug, it was in love like me,
Bound, perhaps, to the hair of a beauty, who knows.
Look how the handle is wrapped around its neck,
Once, it was the hand that embraced that beloved's neck.

I bought a jug from the market for cheap;
Secretly, what things it told me;
I was a king, it said; I had a golden cup;
What am I now? I became a jug for wine.

In fate's hand, my neck is thinner than a hair:
I'll turn into a featherless bird when death comes,
Still, make a jug from my clay;
I'll revive when you pour wine into it.

Come, rise! Come for our sake.
Settle a trouble of ours as we wish.
Bring a jug of wine. So that from the clay of our bodies,
Before a jug is made, we drink our fill from the jug.

Ömer Hayyam

PERİYODİK TABLO

 Aşağıda görsellere ait bağlantılarla orjinal sayfalara ulaşabilirsiniz.


Kaynak: http://periodictable.com/index.html


Kaynak: https://bilimteknik.tubitak.gov.tr/sites/default/files/posterler/periyodik_tablo_2.pdf