30 Ekim 2011 Pazar

GELENEKSEL ÇANAKKALE SERAMİKLERİ KURSLARI

Geleneksel Çanakkale seramiklerini canlandırabilmek ve yaşatmak için bir takım seramik kursları düenlendi ve düzenlenmekte. Son olarak Çanakkale Belediyesi'nin binlerce liralık bir proje hazırlayalarak, yatırımlar gerçekleştirip düzenlediği bir kurs ise halen devam etmekte. Çömlekçilik konusunda yerel ustalardan ve öğreticilerden yararlanıldığı bilgisini aldım. Umarım sonuçları duyuruur da bilgi sahibi olabiliriz. Fakat bu durum sanki yeni bir uygulamaymış ve birilerinin aklına yeni gelmiş gibi duyurulmakta ya da ben öyle hissediyorum. Unutulmamalıdır ki, Belediye bu işe soyunmak için çok geç kaldı, yine de yanlışın neresinden dönülse kardır. Bir şeyleri görmemeye çalışmak, özellikle bir seramik kenti için hakikaten negatif bir yaklaşımdı. Umarım ki bu durum değişecek ve Belediye yetkilileri bu kentin seramik değerine sahip çıkacak. Fakat önemle vurgulamak gereğini düşünüyorum; Çanakkale kentinde 90'lı yıllarda Çanakkale Seramiği üretilen kursları ilk olarak Kültür Müdürlüğü düzenledi. Kurs eğitmeni ise daha sonra öğrencim olacak Ayşe Çapar'dı. Ardından 2000'li yıllarda ÇOMÜ tarafından Kültür Evinde düzenlenen kurslar ise M.Berrin Kayman'ın eğitmenliği tarafından gerçekleştirilmişti (Bkz: Üst fotoğraf). Kursiyerlerin büyük bir kısmı da yine daha önce Kültür Müdürlüğü'nün kursuna katılarak temel eğitim sürecini tamamlamış kişilerdi. Ek olarak ÇOMÜ ÇASEM olarak 2006 yılında düzenlenen temel düzeyde ve Çanakkale replikalarının da üretildiği seramik kursunu da kaydetmek gerekir. Bu kursun da eğitmeni M.Berrin Kayman idi. Yine ÇOMÜ Seramik Bölüm başkanı olarak destekleyerek atölyesini kurduğumuz Çanakkale yarı açık ceza infaz kurumu Seramik kurslarını da bir kenara kaydetmek gerekir. Bu kursta da Yüksek Lisans öğrencim Mehmet Coşar eğitmenlik yapmış, kursiyerlerle dekorlu Çanakkale seramikleri çalışmıştır. Bu anlatılanların tümü elbetteki konuyla ilgili daha önce yapılanların bir bütünü olmayabilir. Fakat bu konu ile ilgili daha önce hiç bir şey yapılmadığını düşünmek de yanlışlık olur. Böyle düşünmek saflıktır, böyle düşündürmeye çalışanlar da kente hainlik etmektedir. Bu yapılanları bilmeden ya da bilmezden gelip hatta göz ardı eden aydınlarımız ve işgüzar vatandaşlarımız da mevcuttur. Hatta sırf karalama yapmak ya da yanlızca kendisinin zeka ürünü olduğunu zannederek birilerine akıl vermeye çalışmak adına, gazetelerde yazılar yazdığını sanan konu hakkında uzmancıklarımız da mevcuttur. Bu tip habis düşünceler, toplumlarda her zaman bulunur, bu tip insanlara toplum açıktır, çünki zamanın çarkları için çiğnenecek bu tip insanlar olmasa, bu çarkların yağlanması da epey güç olacaktır. Netice olarak güneş balçıkla sıvanmaz, Çanakkale seramikleri de yok olmaz.